Merhaba, web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize üye olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.

Web sitemize ÜYE OLMADAN konulara cevap verebilir ve anketleri oylayabilirsiniz. Konu açmak ve içeriklerden daha kapsamlı faydalababilmek için lütfen üye olun ya da giriş yapın.

10 Kasım Atatürk Günlüğü

1938 - Atatürk'ün, Dolmabahçe Sarayı'nda saat dokuzu beş geçe ölümü.Atatürk'ün, ölümü üzerine Hükümet bildirisi: "...Ebedî Türk milleti, onun eserlerini ebediyete kadar yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli emaneti...

Başlatan Asrevya, 28 Mart 2022, 09:45:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

10 Kasım Atatürk Günlüğü

1938 - Atatürk'ün, Dolmabahçe Sarayı'nda saat dokuzu beş geçe ölümü.

Atatürk'ün, ölümü üzerine Hükümet bildirisi: "...Ebedî Türk milleti, onun eserlerini ebediyete kadar yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir. Kemal Atatürk, Türk'ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır."

Atatürk'ün ölümü üzerine sürekli ve danışman hekimlerin ölüm tutanağı: "...8 Kasım 1938 salı günü bir kere daha beliren ve bütün bakım ve tedaviye rağmen ilerlemesine mâni olunamayan ve büyük bir süratle gelişen ikinci bir büyük koma içinde 10 Kasım 1938 perşembe sabahı, saat dokuzu beş geçe, çok muazzez ve büyük hasta terk-i hayat etmiştir."

Sürekli ve danışman hekimlerin, Atatürk'ün hastalığı ve ölümü hakkında ayrıntılı geniş raporu: "..Mart başlarında Paris'ten çağrılan Prof. N. Fiessinger ile Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp arasında Ankara'da bir tıbbî danışma daha yapılarak büyük bir karaciğer ve büyükçe bir dalak bir kere daha müşahede edilmiş ve aynı teşhis konularak hastalığın bir "hepatite sclerocongestive ethylique" olduğu tespit edilmiştir. Uygulanan tedavi sayesinde hastalık bir derece düzelmiş gibi görünmüş ise de, gerçekte hastalığın seyrinde ciddî hiçbir durma husule gelmemiş ve gelişmesi devam etmiştir. ..Yapılan çok itinalı tedaviye, her türlü emek ve gayrete rağmen, hastalık asla durmaksızın seyrine devam ederek yarattığı kaşeksi yavaş yavaş artmış ve son iki ay içinde üç defa beliren ve büyük karaciğer yetersizliğine bağlı olan vahim asabî belirtilerle hastalık son derece ağırlaşmış ve geciktirme çok şüpheli bir hale gelmiştir."

Atatürk'ün ölümünü takiben, Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürü Dr. Nuri Hakkı Aktansel tarafından yüzünün ve sağ elinin mulâjının yapılması.

1938 - Ulu Önder Atatürk'ün ölümü perşembe saat: 9:05.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Kurtuluş Savaşı'nın önderi ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk Dolmabahçe Sarayı'nda sabah saat 9.05'te 57 yaşındayken hayata gözlerini yumdu.

ATA ARTIK YOK - ATA'YI ANIYORUZ
Çağdaş Türkiye Cumhuriyet'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hayata veda etti.
Uzun süre karaciğer rahatsızlığıyla boğuşan büyük önder Atatürk 10 Kasım 1938 günü saat 9.05'te öldü. Atatürk'ün naaşı, tahnit edilerek Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi. Türk bayrağına sarılı ve başında silah arkadaşlarının nöbet tuttuğu tabutu, üç gün süreyle milletin ziyaretine bırakıldı.

Naaşı, 20 Kasım'da Ankara'ya getirildi. 21 Kasım'da büyük törenle Etnoğrafya Müzesi'ndeki geçici kabrine kondu. Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Çanakkale'de ve diğer muharebelerde ona karşı savaşmış yabancı generaller törende bilhassa dikkati çekiyordu.10 Kasım 1953'te naaşı, Etnografya Müzesinden alınarak Anıtkabir'e nakledildi.

Ulu Önderimizi Saygıyla Anıyoruz

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,
ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

1937 - Atatürk'ün, Celâl Bayar Kabinesi'nin programı hakkında sözleri: "...Millete yepyeni bir program bildirdiniz. Bu program, benim millete vaat ettiğim hususlardır! Ben milletle beraber Celâl Bayar'ın ve arkadaşlarının programının nokta nokta uygulandığını izleyeceğim. Daha iyi açıklayayım: Ben Türkiye Cumhurbaşkanı Atatürk ve Türk milleti, Başbakan Celâl Bayar'ın ve onun Hükûmeti'nin programını izliyoruz ve fiilî sonucunu görmek istiyoruz."

Atatürk'ün, saat 19.30'da Başbakan Celâl Bayar'ın köşküne gidişi, gece Çankaya'ya dönüşü.

1936 - Atatürk'ün, kendisine saygılarını sunan Siyasal Bilgiler Okulu mensuplarına telgrafı: "Siyasal Bilgiler Okulu'nun bundan sonra da memleket için, verimi daima artan bir kültür ve bilim kaynağı olmakta devam edeceğine şüphem yoktur."

Dışişleri Bakanlığı'nın, Atatürk'ün doğum günüyle ilgili olarak, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne yazısı: "İngiltere Maslahatgüzarı Mösyö Morgan, Bakanlığımıza müracaat ederek Cumhurbaşkanımızın doğum günü münasebetiyle İngiltere Kralı VIII. Edward tarafından hususî ve samimî bir tebrik telgrafı çekileceğini söylemiş ve Atatürk'ün doğum tarihinin bildirilmesini rica etmiştir. Durumu arz eder ve İngiltere Büyükelçiliği'nce istenilen bilgi uygun görüldüğü takdirde bildirilmesine müsaadelerinizi rica ederim." (Yazıya verilen cevap için Bk. 12.11.1936). [Kocatürk]

1931 - Atatürk'ün, saat 19.00'da Marmara Köşkü'ne gidişi, akşam yemeğinden sonra geceyi burada geçirişi.

1926 - Atatürk'ün, Ankara'da ünlü İtalyan Heykeltraşı Canonica'yı kabulü.

1924 - "Halk Fırkası"nin, "Cumhuriyet Halk Fırkası" adını alması.
Halk Fırkası'ndan istifa eden milletvekillerinin kuracağı partinin adının "Cumhuriyet Fırkası" olacağı haberi üzerine Halk Fırkası'nın adı Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirildi.

Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF), 9 Eylül 1923`te Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir. 1927-1946 yılları arasındaki TBMM seçimlerine tek parti olarak katılmıştır. Başlangıçta "Halk Fırkası" olan parti adı 10 Kasım 1924'te "Cumhuriyet Halk Fırkası" olarak değiştirildi. Mayıs 1935'de 4. Kurultayda Cumhuriyet Halk Partisi adı benimsendi.

Cumhuriyet Halk Fırkası'nın kökleri Sivas Kongresi'ne dayanır. 4-11 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'nde, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde işgale direnmek amacıyla kurulan müdafaa-yı hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.

1924 - The People's Party becomes the "Repubican People's Party" (CHP).

1922 - Vahdettin'in Halife sıfatıyla İstanbul'da son Cuma selamlığı (Namazdan sonra Hamidiye Camisi'nin mahfelinde general Harrington ile bir görüşme yapmıştır).

Kırklareli'nin kurtuluşu.

1920 - Doğu Cephesi Komutanlığının Ermenilerin mütareke koşullarını kabul etmemesi nedeniyle, birliklerine harekata devam emri vermesi.

Atatürk'ün, Ankara Erkek Öğretmen Okulu'nun "Zabit Namzetleri Talimgâhı"nın ilk mezunları şerefine verdiği yemekte bulunması.

1919 - Atatürk'ün, 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Bey'e dış siyaset hakkında cevabı: "Bugün dostumuz yoktur; ancak dostumuz millî bütünlüğümüz, örgütümüzdür."

Atatürk'ün, İstanbul'daki Milli Kongre bildirgesine ve bu kuruluşun Heyet-i Temsiliye'ye başvurusuna verdiği cevabın İstanbul gazetelerinde yayımlanması.

Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın Atatürk'e mektubu: "...Kabine esaslı bir teşebbüs için dayandığı kuvvetin ciddiyetine hâlâ inanamadı(!)"

1918 - Ahmet İzzet Paşa'nın, Atatürk'e Sadaret'ten çekildiğini ve onun da İstanbul'a gelmesinin iyi olacağını bildiren telgrafı: "Zât-ı devletleri bir an evvel İstanbul'a gelmelisiniz. Sizinle görüşmeye ihtiyacım var!"

Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'nın kaldırılması üzerine Atatürk'ün, akşam Adana'dan trenle İstanbul'a hareketi.

İstanbul'da "Garbi Trakya Cemiyeti" kuruldu.

Darülbedayi'ye ilk kız öğrenciler alındı: Öğrencilerin adları: Bedire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife (Jale).

1916 - Atatürk'ün, sabah Duhan'ın kuzeyinden hareketle öğleyin 12.30'da -beraberinde Ali Fuat (Cebesoy) ve İzzettin (Çalışlar) Bey'ler olmak üzere- Bitlis'e gelişi.

1916 - Allied offensive on the Salonika Front.

1915 - Mareşal Liman von Sanders'in, Anafartalar Grubu Karargâhı'na gelişi, Atatürk ile -gelmiş ve gelecek toplarla- yapılacak taarruz hakkında görüşmesi.

1912 - Atatürk'ün, Derne'den İstanbul'a dönerken Mısır'a gelişi.

1908 - Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniye Selanik'te, Zekiye Hanım tarafından kuruldu. Cemiyet, kız çocuklarının eğitimi için çalıştı.



Değeri Değere Değen Kavrar...

Rahmet ve minnetle anıyoruz. 😞 Unutmadık, unutturmayacağız.



Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...



Ulu Önderimizin ruhu şad olsun.
Saygı, sevgi ve minnettarlıkla. :rose:



Değeri Değere Değen Kavrar...

Benzer Konular (5)

5503

Yanıtlar: 0
Gösterim: 354

5512

Yanıtlar: 0
Gösterim: 366

5498

Yanıtlar: 0
Gösterim: 362

5507

Yanıtlar: 0
Gösterim: 380

5493

Yanıtlar: 0
Gösterim: 404

Clicky