Ankara'nın Güzel İlçesi Beypazarı Hakkında Bazı Bilgiler

Değerli arkadaşlar, nâmı tüm dünyaya yayılmış olan Beypazarı ilçemiz hakkında bazı bilgileri sizlerle bu başlık altında parça parça paylaşmak istiyorum. Elbette sizlerin de bu güzel ilçemiz hakkında bildiklerinizi ve varsa bu...

Başlatan: Gezginturk - Güncelleme: 02 Aralık 2023, 10:55:45 - Gösterim: 568

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Anahtar Kelimeler [SEO] beypazarıbeypazarının-neyi-meşhurbeypazarı-sodabeypazarı-maden-suyubeypazarı-doğal-güzelliklerbeypazarı-neredebeypazarı-iklimibeypazarı-evleriankara-beypazarıbeypazarı-dükkanları
Ankara'nın Güzel İlçesi Beypazarı Hakkında Bazı Bilgiler


Değerli arkadaşlar, nâmı tüm dünyaya yayılmış olan Beypazarı ilçemiz hakkında bazı bilgileri sizlerle bu başlık altında parça parça paylaşmak istiyorum. Elbette sizlerin de bu güzel ilçemiz hakkında bildiklerinizi ve varsa bu ilçeye dair deneyimlerinizle tavsiyelerinizi paylaşmanızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Ana ulaşım güzergahlarına ve popüler tatil bölgelerine uzakta kaldığı için Beypazarı'nın hak ettiği değeri ve ilgiyi göremediğini düşünüyorum. Oysa ki bu muhteşem ilçemiz, UNESCO'nun bile radarına girmeyi başaracak kadar güzelliklere ev sahipliği yapıyor.

Beypazarı, başkentimiz Ankara'nın bir ilçesidir ve Ankara'nın 98 km batısındadır. Bu ilçemiz antik çağlardan beri bir yerleşim yeri olarak kullanılmakta ve bunun doğal sonucu olarak da kadim gelenekleri barındırmaktadır. 

Beypazarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından önce, eldeki kaynaklara göre tarih boyunca Hitit İmparatorluğu, Frig İmparatorluğu, Galatya, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu İmparatorluğu ve nihayet Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir. Ve yine Selçuklu İmparatorluğu döneminde İpek Yolu üzerinde yer alarak İstanbul-Bağdat ticaret hattında bir lojistlik noktası olmuştur.

Ankara'nın 6 ilçesini kapsayacak kadar büyük olan İnözü Vadisi, sahip olduğu doğal bitki örtüsü ve sit alanları ile Beypazarında oldukça güzel bir doğal cazibe merkezidir. Vadinin sağlı sollu yamaçlarında, eldeki kaynaklara göre Roma İmparatorluğu döneminden bu yana barınma amacıyla kullanılmış olan insan yapımı mağaralarla birlikte, kiliseler ve mezarlar vardır. Bu mağaraların bazılarının erken Bizans döneminden kalma kenotaphlar ve kaya kiliseleri olduğu ve buraların ibadet amacıyla kullanılmış olduğu değerlendirilmektedir.

Vadinin tabanında çok sayıda üzüm bağı ve meyve sebze bahçeleri ile bağ evleri vardır. Buradan da anlaşılacağı gibi, Beypazarı halkının geçmişten beri geleneksel bağ yaşamıyla iç içe olduğu gözlenebilir. (Aklanoğlu, 2005)

Dik kayalıklar ve yamaçlar sayesinde savunmaya müsait olan bu bölgedeki yerleşme, yamaçlara kurulmuş ve daha sonra tepeye doğru yayılmıştır. Buradan da anlaşılacağı gibi yerleşim alanları tarıma uygun yerlerde ve savunma imkanı veren yerlerde olmak üzere iki ayrı yerde gelişmiştir.

Beypazarı, yeraltı ve yer üstü suları bakımından oldukça zengin bir bölgededir. Yer altı su kaynakları sadece soğuk su kaynaklarını değil, aynı zamanda kaplıca özelliğine sahip sıcak su kaynaklarını da barındırmaktadır.

İlçenin merkezinde yaklaşık 200 yıldan beri ticaretin devam ettiği düşünülen geleneksel bir çarşı vardır. Bu çarşı, çevredeki şehirlerden, köylerden ve kasabalardan gelen satıcı ve alıcıların bir araya toplandığı büyük bir ticaret merkeziydi. Zaten Beypazarı isminin kökeni "pazar/çarşı" kelimesinden gelmektedir. Beypazarı çarşısı maalesef 1884 yılında çıkan bir yangın nedeniyle, ahşap yapıların da çok fazla olmasından dolayı tamamen yanmıştır.

Çarşıdan bahsetmişken Osmanlı'da çarşıların nasıl kurulduğu hakkında kısa bir bilgi aktaralım:
Osmanlı'da çarşılar kurulurken, su temin etme imkanının kolay olduğu bölgeler tercih edilmiştir. Çarşının dış çeperlerinde ise su ihtiyacı olan imalathaneler kurulmuştur. Mahalleler ise çarşının etrafında kurulmuştur. Çarşı ile mahalle arasında ise camiler, kahvehaneler ve hamamlar kurulmuştur. (Şahinalp ve Günal; 2012: 156 - 157)

Mahalleler ise camilere ve ana caddelere sokaklarla bağlanmıştır. Sokaklarda hemen hemen hiç ağaç yoktur, ağaçlar evlerin bahçelerindedir. Evlerin mimarileri ise dış tarafa doğru değil, iç tarafa doğru dönüktür. (Kuban; 1978: 206)

Avlu - sokak - meydan hiyerarşisi ise şöyledir: Avlular, 2-3 katlı evlerden oluşur, bu avlulara ulaşımı sağlayan sokakların kesişiminde ve cami önlerinde meydanlar vardır.

İnözü Vadisi, şehir merkezini bölmektedir. Bu vadi boyunca sıralanan bahçeler ise açık ve yeşil alan olarak rol alır.


08 Aralık 2023, 01:35:22 #3 Son düzenlenme: 08 Aralık 2023, 01:39:18 Gezginturk
Beypazarı'nın kadim uygarlıklardan beri süregelen geleneksel ve kendine has bir yerleşim tarzı vardır. Evlerin girişi yol cephesindendir. Evler bitişik ve küçük bahçeli olarak bölgenin yer şekillerine uyum sağlamış bir şekilde yayılmıştır. Beypazarı'nın kent dokusunu oluşturan temel unsur, bu evler ve yerleşim tarzıdır.

Kıvrımlı olarak ilerleyen dar ve ağaçsız sokaklar zaman zaman kesişerek doğal küçük meydanlar oluşturur. İç avlular genellikle dışarı doğru kapalı olduğundan, diğer evlerle mahremiyetin temini için yüksek avlu duvarları inşa edilmiştir. Beypazarı'nda yolların genişlikleri 3 ile 6 metre arasındadır.

Beypazarı evleri genellikle 3 katlı olup en alt kat taştan, diğer katlar ise taş ya da kerpiç dolgu ile inşa edilmiştir. Ana yaşam alanı olarak 1. ve 2. katlar kullanılmaktadır. Katlar arasında inşa edilen merdivenler bazı evlerde doğrudan odaların ortasından geçmektedir. Bahçelere veya yollara bakan odaların dışa doğru çıkıntı yapmış bir mimarisi vardır.

Bazı bahçeli evlerin guşgana ya da çantı denilen özel bir bölümü vardır. Bu bölüm, evin en üst katının yükseltilip çatıdan dışarı çıkarılmasıyla yapılır. Bu özel bölümün inşa edilmesinin esas amacı, değerli eşyaların yangınlara karşı korunması için depolama alanı oluşturulmasıdır.

Evlerin iç duvarlarına inşa edilen ocaklar için, kuzeye bakan duvarların tercih edilmesi ile ısınmanın daha verimli olması amaçlanmıştır. Bu cephedeki duvarların inşasında kerpiç malzemenin tercih edilmesinin nedeni de kerpicin ısı izolasyonunun, taştan çok daha yüksek olmasıdır.

Evlerin inşasında tercih edilen bölme duvarlar, çoğunlukla Bağdadi tekniği ile yapılmıştır. Farklı cumba tipleri ile de evlerin dış mekan ile olan bağlantısı artmaktadır. (Özmen, 1987, Aklanoğlu, 2010).

Türkiye'de örneği sadece Beypazarı evlerinde bulunan "tatlı sıva" denilen duvar sıvası yöntemi, Beypazarı evlerini benzersiz kılan özelliklerden bir diğeridir. Tatlı sıva hakkında daha detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Tatlı sıva, tüm Beypazarı evlerinin iç ve dış yüzeylerinde kullanılmış olup, kadim kültürümüzü oluşturan sayısız değerden birisidir. Bu sıvanın hammaddesi, Beypazarı bölgesindeki taş ocaklarından elde edildikten sonra kullanıma hazır hale getirilmek için Tekke Köyünde işlenir.

3 ila 10 cm arasında değişen kalınlıklarda uygulanan tatlı sıva, ahşap ile kerpiç arasına girecek şekilde uygulanır. Bu sıva tekniğinin diğer bir adı da Tekke Kireci'dir. (Urak ve Çelebi, 2005).

Beypazarı evlerinin geleneksel konut tarzı, Osmanlı mimarisi ve Osmanlı öncesi Türk kültürüne dair neredeyse tüm izleri içerir.

Hiç gitmedim Beypazarına ama güzelliklerini çok duydum. Tertibim sende Beypazarı'nı çok seviyorsun sanırım. 
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Alıntı yapılan: Kerem - 18 Aralık 2023, 01:09:25Hiç gitmedim Beypazarına ama güzelliklerini çok duydum. Tertibim sende Beypazarı'nı çok seviyorsun sanırım.
Evet tertip, Beypazarı gerçekten güzel bir yer ve hak ettiği değeri görmesini istiyorum.

Peki Beypazarı, UNESCO'nun dahi radarına girmeyi nasıl başardı?

Beypazarı, İstanbul'u Ankara'ya bağlayan yol güzergahında önemli bir kavşak noktası olmaya ortaçağda başlamış ve bu, günümüze kadar hiç ara vermeden devam etmiştir. Bunun sonucu olarak da Beypazarı, bu iki bölge arasında sürekli bir uğrak yeri olmuştur.

Bilhassa Osmanlı İmparatorluğu döneminde sof adı verilen ve tiftik yününden yapılan bir tür kumaşın ticaretinin ana merkezlerinden biri de Beypazarı'dır. Hepimizin malumu olduğu üzere Ankara, keçisi ile ünlü birkaç Anadolu şehrinden birisidir.

Açıklamaya çalıştığımız bu özellikleri ile Beypazarı; ticari, dini ve sosyal dokusuyla Osmanlı kent sisteminin kırsal bir alandaki uygulamalarını bizlere net olarak gösteriyor.

En eski dönemlerden itibaren insanlar burayı bir yerleşim yeri olarak tercih ederken, coğrafi durumun avantajından yararlanmış, Beypazarı'nı çevreleyen doğal çevreden hem mekansal hem de ekonomik olarak en iyi verimi elde etmeyi başarmışlardır. Yani bu bölgede üst düzey bir doğa-insan uyumu vardır ve bu sayede Beypazarı, UNESCO'nun dikkatini çekmiştir. En güzeli de bu uyum, gelişen çağa ve hızla kaybolan doğa ile insanın uyum kültürüne rağmen halen korunmaktadır.

1848 yılında bir imar planı oluşturma amacıyla çıkarılan Ebniye Nizamnamesi ile her ne kadar sadece İstanbul'un imar düzenlemesi amaçlanmış olsa da, dönemin yerel yöneticileri Beypazarı çarşısını da bu nizamnameye uygun şekilde ızgara planlı olarak yeniden inşa ettirmişlerdir.

Elbette birçok şehrimizde olduğu gibi tarih boyunca Beypazarı evleri de maalesef birçok kez yangınlara maruz kalmış ve bunun üzerine Safranbolu'dan getirilen ustaların tecrübesiyle bu evler yeniden aslına uygun olarak Beypazarı'nın yerel malzemeleriyle inşa edilmiştir.

Sürdürülebilir turizm uygulamaları 2000'li yıllardan beri Beypazarı'nda uygulanmakta, bu sayede geleneksel yapı stokunun çokluğu koruma çalışmaları ile desteklenmekte, kent dokusunun özgünlük ve bütünlüğüne ait karakteristik özellikleri günümüze aktarılmaktadır.

Bu güzel ilçemiz; estetik, ekonomik, idari, ekolojik, mimari ve sosyo-kültürel koşulları bir arada barındıran 19. yüzyıl Osmanlı şehirciliğinin günümüze kadar korunmayı başarmış bir örneğidir. Burada Selçuklu ve Osmanlı dini mimarisine ait unsurlar ile geleneksel Türk evlerinin iç ve dış mekan kurguları halen varlığını sürdürmektedir.

Beypazarı'nın kurulu olduğu 76 hektarlık alanın %21.92 gibi önemli bir kısmını evlerin bahçeleri ve %19.24'lük kısmını ise evler oluşturmaktadır. 

1869 yılında büyük bir yangın neticesinde Beypazarı çarşısı büyük oranda hasar görmüş, yığma taş ve tuğla ile yaklaşık 600 dükkan yeniden inşa edilmiştir. Çarşıdaki lonca sistemi, arasta ve esnaf sokağının günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmış olması sevindiricidir. 

Benzer Konular (5)

4686

Yanıtlar: 10
Gösterim: 2036

5596

Yanıtlar: 0
Gösterim: 1681

793

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4285

Clicky